Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yayın hayatına başlayan Disney Plus Platformu’nun Atatürk dizisini yayınlamama kararı büyük tepki çekti. Sosyal medya, meclis, milletvekilleri, toplumun çoğu delirmiş durumda. Öyle ki Disney Plus’a karşı Türkiye pazarına boykot çağrıları toplumda büyük yankı buldu. Şirket, 11,5 milyon abone kaybetti ve karar sonrası kaybetmeye devam ediyor.
Bu duruma bahane olarak Disney Plus gelir kaybı nedeniyle ABD dışında tüm dünyada üretimin durdurulduğunu gösterse de sebebin Ermeni lobisi olduğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı, Washington Büyükelçiliği aracılığıyla, “İşi kendi bildiğiniz gibi yürütün, lobi faaliyetlerine alet olmayın” diyerek kanal yöneticilerini uyardı ve bu konuda resmi yanıt istedi. RTÜK Lideri Şahin ise örgütün savunmasının alınmasına ve soruşturma başlatılmasına karar verildiğini açıkladı. Bu skandal Meclis’e kadar gitti. Olayın içeriği bu. Gelelim işin şifrelerine…
Bu bahisten bahsedeceğimiz ilk ayak, Disney Plus’ın Türkiye’deki yönetim kadrosu.
Çünkü Disney’in Türkiye’de harcadığı para, bekledikleri kabulü karşılamamışa benziyor. Bunun nedenlerinden biri üretilen eserlerin çok değerli olması ancak Türk toplumunun beklentilerini karşılamaması – uygun olmaması olabilir. Öte yandan Disney çeşitlilik açısından Türk toplumuna ne sundu? Tartışma neydi, bilen var mı? Atatürk gibi Türkiye için büyük anlam-değeri olan bir kurucu liderin sinemasını yapmaya cesaret ettiler. Aslına bakarsanız bir kurucu lideri hayatından kesitlerle değil de tüm maliyetiyle bir sinemada anlatabilmek büyük bir risk, bir düşünün. Güç gerçekten bir baş belasıdır. Biz sinemayı görmedik ama sinemada gösterilecek, ne dersiniz başa çıkabildiler mi?
Yönetimle ilgili ikinci durum ise, sızan habere göre Disney platformunun fiilen kapanıyordu. Peki para yatırıp abone olanlar kandırıldı mı? Mesela kaç kişi yıllık ödeme yaptı?
Gelelim diğer konuya; sanatçıların tepkisizliği üzerine yapılan eleştirilere.
Bu eleştirilere “Atatürk sevgimi sorgulayamazsınız” diyenler var ama ben sorguluyorum! Ağaca, madene, ta-buya doğru(!) yansımayı verebilirseniz, Ermeni lobicilik faaliyeti nedeniyle yayınlanmayan iyi-kötü bir Atatürk sinemasına da tepki gösterebilirsiniz. Çünkü saldırdıkları yer sizin kuruluş ilkelerinizdir. Çünkü, lobicilik faaliyetleri ile yaratılan asılsız argümanlar, ancak bir ülkenin sanatçısı-aydın-yazarıyla vs. yani yumuşak gücüyle hadım edilebilir. Dolayısıyla bu lobicilik faaliyetlerine karşı durmak bir sanatçı olarak sizin asli göreviniz, geldiğiniz topluma, anne babanıza, çocuklarınıza karşı sorumluluğunuzdur. Onun için soruyorum size, “Atatürk ülküsü kaça mal oluyor, neden susuyorsunuz?” söyleyerek.
İkincisi, eğer bu işin sahibi devlet ise bir mazereti vardır. Tamam, ama güç argümanlarını kullanmak zorunda mısın? Tabii bu işin farklı bir argümanı varsa! Ya da aramızda öyle üstün varlıklar var ki senin değerin -benim fiyatım, senin fikrin- benim fikrimin kargaşasına kurban ediliyor? Mesela Atatürk tek bir zihniyetin, muhalefetin tekelinde mi? Unutmayın, altılı masada kimler vardı… Atatürk hepimiz için bir idealdir, bedeli odur, nokta!
Kısacası Türkiye’nin onuru ve toplumsal çıkarları aleyhine kutuplaşmayı derinleştirmeye çalışmak aptallık değil, ihanettir. Unutmayalım ki dünya, ABD ilkelerine dayattığı hegemonik kültürü Hollywood sinemaları aracılığıyla tanıdı ve benimsedi. Dolayısıyla sinema endüstrisinin bu tür saldırıları bir sanatçı, bir aydın vb. uzun süredir yapılmakta olup, dünya küresel güç savaşlarının yarattığı tektonik hareketler derinden sarsılırken. Böyle bir lükse, düşüncesizliğe ayıracak vaktimiz yok…
heyecan
instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının orijinal niyetleridir ve Onedio’nun yayın politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
haber-erenler.com.tr