Mustafa Yeneroğlu: “AK Parti, Seçim Beyannamesinde Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlarımıza Yönelik 27 Somut Söze Yer Verdi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “AK Parti, son genel seçim öncesi yayınladığı seçim beyannamesinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza 27 somut vaatte yer vermişti. Bu sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Siz bir söz verdiniz, neden yapmıyorsunuz?” Sayın Cumhurbaşkanını davet ediyorum: Cuma günü “Almanya’ya gideceksiniz. Diasporamızın yarısı Almanya’da yaşıyor. Oradaki vatandaşlarımıza verdiğiniz iki tanesi talimat ve imza olan sözleri yerine getirin. Diğeriyle ilgili yasal düzenlemeyi derhal Meclis’e getirin, biz de her türlü desteği sağlayacağız” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Yeneroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ KÖTÜ SİYASİ İLİŞKİLER NEDENİYLE 2-ÜÇ YILDIR RESMİ DÜZEYDE KARŞILIKLI ZİYARETLER YAPILMADI”
“Sayın Cumhurbaşkanımız 17 Kasım Cuma günü Berlin’i ziyaret edecek ve ziyareti kapsamında önce Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ardından Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşecek. Bu, Cumhurbaşkanımızın Almanya’ya gerçekleştirdiği ilk resmi ziyarettir. “İki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin kötü olması nedeniyle son iki üç yıldır resmi düzeyde karşılıklı ziyaretler yapılamıyor. Yıllardır yapılan bu ilk resmi ziyaret ama bu ziyaret aslında büyük bir krizin ve gelinen noktada özellikle Türkiye’nin Gazze’deki zulme verdiği tepkinin gölgesinde. Gazze’deki savaş suçları nedeniyle Almanya, aşırı sağ ve ırkçılarla yürütülen koalisyon sonucunda İsrail hükümetinin tek taraflı olarak İsrail çıkarlarıyla hiçbir ilgisi olmayan bir hükümeti tek taraflı olarak dayattığını kayıtsız şartsız ve koşulsuz olarak ilan etmiştir. Örgütün her türlü baskıyı, savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçları desteklediği bir ortamda yürütüldüğü için öncelikli gündem maddelerinin başında Ortadoğu sorunu geliyor.
“ALMANYA, 52 MİLYAR AVRAYI AŞAN DIŞ TİCARET HACMİ İLE İHRACATTA BİRİNCİ, İTHALATTA ÜÇÜNCÜ ÜLKE OLARAK TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ ORTAKLARINDAN BİRİDİR”
Bunun ötesinde elbette İsveç’in NATO üyeliği de gündem maddeleri arasında yer alıyor. Ancak Almanya’nın yaptığı açıklamalara bakıldığında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında geri kabul anlaşması veya karşılıklı taahhüt konusunda da bir takım konular gündeme gelecektir. Türkiye’nin mülteci sorununa ilişkin gündemi, Alman tarafına tekrar baktığımızda gündeme gelecek konulardan biri. Normal Türkiye-Almanya bağlantılarının çok derin bir tarihi var. Her iki ülke için de çok önemli olan konular gündem maddesi olarak önümüzde duruyor. Bu hafta sonu aynı saatte Türkiye-Almanya milli maçı da var. Bu, Türkiye-Almanya ilişkilerinde dostluğun göstergesi olarak değerli bir karşılaşmadır. Tabii ki bunun yakışır bir şekilde yürütülmesini umuyoruz. Normal Türkiye-Almanya ilişkileri denince akla özellikle ekonomik ilişkiler geliyor. Türkiye’nin dış ticaret hacmine baktığımızda Almanya, 52 milyar avroyu aşan dış ticaret hacmiyle ihracatta birinci, ithalatta ise üçüncü ülke olarak Türkiye’nin en önemli ortaklarından biri. Bu bağlamda, özellikle Türkiye’de doğrudan yatırım yapan Alman şirketleri ve 8 binin üzerinde işletmenin faaliyetleri açısından Almanya’nın değeri, özellikle bu ekonomik kriz ortamında bizim için çok değerli bir bahis olsa gerek.
“ALMANYA, TÜRKİYE DIŞINDA YAŞAYAN TC VATANDAŞLARIN İÇİN İKİNCİ ÜLKEDİR”
Elbette Almanya denildiğinde akla gelen ilk gündem maddelerinden biri diasporamızdır. Vatandaşlık bağları olmasa bile Mavi Kart veya başka bağlarla Almanya’da yaşayan 3,5 milyondan fazla Türkiye vatandaşımız veya göçmenimiz var. Almanya ile Türkiye arasındaki bu ilişkinin sarsılmaz bir köprü olarak değerlendirilmesi açısından en önemli konulardan biri bunlar. Türk diasporası Almanya’da eğitimden iş hayatına, sosyal hayattan ekonomik hayata kadar hayatın pek çok farklı alanında oldukça güçlü bir şekilde yer alıyor. Diasporaya tekrar baktığımızda bugün dünyada 6 buçuk milyondan fazla vatandaş yaşıyor. Doğrudan soydaşlarımıza vb. hitap etmeyecek olursak, dar bir çerçevede Türkiye’den doğrudan göç etmiş, Türkiye ile doğrudan göç ilişkisi olan, vatandaşlık ilişkisi bulunan, Mavi Kart ile ilişkisi olan kişilerin sayısı 6 civarındadır. ve dünyada yarım milyon. Bunların yarısı Almanya’da yaşıyor. Bu nedenle Almanya, Türkiye dışında yaşayan Türk vatandaşları için ikinci ülke konumundadır. Aslında orası diasporamızın ikinci evi. Bunu da bu şekilde değerlendirmek lazım. Dolayısıyla Türk-Alman ilişkilerinin makul düzeyde devam etmesi, iyi bir düzeye getirilmesi, kriz yaşanmaması orada yaşayan Türk vatandaşlarımızın geleceği açısından büyük önem taşıyor. Ne yazık ki hükümet, özellikle de Türk hükümeti genel olarak bu konuya gereken önemi vermiyor. Tabii diğer taraftan Almanya’da da oradaki vatandaşlarımızın temel haklarına, özellikle oradaki Türk kurumlarına yönelik tutum ve dini cemaatlere yönelik kurumsal hakların sürekli ertelenmesi gündem maddelerimizden biri. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki hükümetin bu konularda çalışma gücü ve yeteneği olmadığı için bu sorunları objektif düzeyde ele alma imkanımız yok.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAKLI BEKLENTİLERİNİ HÜKÜMETE YENİDEN HATIRLATMAK İSTİYORUM”
Bugün size şunu söylüyorum, yurtdışındaki vatandaşlarımız için hükümet birçok seçim dönemini tekrarladı ama hayata geçirmedi; Hatta bazıları gündemden bile kaldırılan sözlere odaklanmak istiyorum. Vatandaşlarımızın haklı beklentilerini de hükümete bir kez daha hatırlatmak isterim. Hükümetin yurtdışındaki vatandaşlarımıza yönelik politikaları yani diaspora politikalarına ilişkin karnesini sunmak istiyorum. Umarım 17 Kasım’da Berlin’e gidecek olan Sayın Cumhurbaşkanımız, genel seçimler öncesinde yurtdışındaki vatandaşlarımıza verdiği sözleri hatırlar. Hatta bir-iki imza veya talimatla yerine getirilecek sözlerin bir kısmının yola çıktığımızda yerine getirileceğini özellikle ümit ediyorum. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın da beklentisi budur. Nitekim 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra kurulan hükümet altıncı ayına girdi. Dolayısıyla elbette hükümetin söz verdiği ancak yerine getirmediği konuları yakından takip etmemiz, yaptıklarını ve yapmadıklarını kamuoyuna anlatmamız, hükümete bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor.
” AK PARTİ SEÇİM AÇIKLAMASINDA YURTDIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZ İÇİN ÖZELLİKLE 27 MADDE BELİRTİLDİ. EN KÜÇÜK BİR ÇALIŞMANIN YAPILMADIĞINI GÖRÜYORUZ”
AK Parti’nin yayımladığı ‘Türkiye’nin Yüzyıl Seçim Bildirgesi 2023 İçin Doğru Adımlar’ başlıklı metinde, ‘Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlarımızı Evlat Edinmek’ alt başlığı altında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza birçok vaatte bulunuldu. Somut olarak 27 element özel olarak numaralandırılmıştır. Birçoğu talimat, bir iki imza, yani kanun gerektirmeyen bu 27 konunun bugüne kadar hangilerine ulaşıldığına baktığımızda en ufak bir çalışmanın yapılmadığını, hiçbir çalışma yapılmadığını görüyoruz. Bu konuyla ilgili adımlar atıldı ve maalesef bu konuyla ilgili olarak ilettiğimiz sorulara gerektiği gibi yanıt verilmedi. 1975 yılında Bayburt’ta doğan, 9 aylıkken yurt dışına çıkan, 1976 yılında aile birliği çerçevesinde Almanya’ya göç eden, hayatının büyük bir kısmını Almanya’da geçiren bir arkadaşınızım. 2015 yılında milletvekili adayı olarak Türkiye’ye geldiğimde, yurt dışında ikamet eden vatandaşlarımızın, yani diasporamızın, ana vatandan bakıldığında sorunları doğru tespit edilip çözülemeyen sorunlarını gündeme getirmeyi ve sorunları gündeme getirmeyi düşünüyordum. Sayıları her geçen gün artanlardan biri olarak Türkiye için akılcı bir diaspora politikası inşa etmek.
“AK PARTİ SEÇİM AÇIKLAMALARINDA ÇEVRE DİASPORA POLİTİKALARINI ORTAYA ÇIKMADI, EKLEMEK İSTEMMEDİ, YERLEŞTİRMEDİ”
Bu konuyla ilgili olarak Türkiye’nin yurt dışı vizyonu, kurumsal yapısı, medya, ekonomi, hukuk, istihdam, aile, sosyal hizmetler, din hizmetleri vb. konusunda Türkiye’de benzersiz bir çalışma ortaya koyduğumu iddia ediyorum. Adı ‘Vatandaş Diaspora Eylem Planı 2016-2019’dur. Bugün 2023 yılındayız. O dönemde bu çalışmaların prestijiyle hükümet programına koyduğum ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2023 yılında yer alan bazı konuların tamamlanması dışında ne yazık ki. AK Parti’nin seçim manifestolarında Türkiye diaspora politikaları ortaya koymadı, istemedi ve ortaya koyamadı. Elbette bu konuda gereken ilk şey kurumsallaşmadır. İnsanları tatmin eden tek tek küçük, spesifik veya ekonomik vaatlerin yerine getirilmesi değil, her şeyi kapsayan bir şekilde yerine getirilmesidir; Özellikle yasama, yürütme, dil uyumu ve senkronizasyonunu dikkate alan bütüncül politikaların hayata geçirilmesi maalesef gerçekleşmemiştir.
“TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ VE DEMOKRASİ YOLUNDA ÇIKTI VE YURT DIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZA DÖNMEYE KALMADIK”
Maalesef Türkiye öyle bir noktaya geldi ki yapılması gerekenlerin hiçbiri yapılamadı. Çünkü Türkiye, hukukun üstünlüğü ve demokrasi yolundan uzaklaşmış, her geçen gün daha ciddi sorunlara gömülmüş, kendi yarattığı sorunlarla boğulmak zorunda kalmış, adeta bir yer haline getirilmiştir. Temellerin her gün duyulduğu, yurt dışındaki vatandaşlarımıza dönecek yüzümüzün kalmadığı bir yer. Siz hükümet olarak ülkede her türlü ayrımcılığı, hukuksuzluğu yapıyorsunuz. Bu durumda yurtdışındaki ilgili ülkelere ‘Vatandaşlarımın haklarını, kanunlarını koruyun, onlara eşit vatandaşlık statüsü verin’ demenin bir karşılığı olabilir mi? Zaten olmuyor ve Türkiye’nin bu konudaki açıklamaları hiçbir zaman ciddiye alınmadı. Bu nedenle Türkiye’deki olumsuz gidişat yurt dışındaki vatandaşlarımıza da büyük ölçüde yayıldı. yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunları ise ikinci ve üçüncü plana konuldu. Buradaki otoriter popülizm de kısmen oraya taşındı ve oradaki vatandaşlarımız ayrıştırıldı. Aynı zamanda yapay krizler de yaratıldı. Hollanda’da yaşananlar yapay krizlerin bu şekilde yaratıldığını gösterdi ve özellikle Türkiye’de sözde milliyetçi seçmenlerin ikna olmadığı görüldü. Milliyetçi seçmeni daha fazla ikna etmek için yurt dışında yapay gündemler oluşturmamız gerekiyordu ve bunu popülizmle yapabileceğimiz düşünülüyordu. Bu olaylarda çok sayıda vatandaşımızın yaralanmasına, Hollanda örneğinde ise yüzbinlerce insanın mağdur edilmesine, ötekileştirilmesine ve birçok noktada sorgulanmasına yol açan bir durum ortaya çıktı.
“BU İNSANLARI DİĞERLEŞTİRİRSENİZ, BU İNSANLARIN TÜRKİYE İLE KARIŞIK KONUMLANMALARINI ENGELLEYEMEZSİNİZ”
Türkiye yurt dışındaki insanlarını olması gerektiği gibi ortak değer ve zenginlik olarak göremedi. Tüm farklılıklarına rağmen onları gerçekten eşit değerde göremiyordu. Son yıllarda özellikle yurtdışına yönelen sığınma başvurularının sayılarına bakıldığında Türkiye’nin ciddi anlamda üzerinde durması gereken bir durum ortaya çıkıyor. Bu insanları ötekileştirdiğiniz, bu insanlara hukukun üstünlüğü konusunda umut vermediğiniz sürece, bu insanların Türkiye’de bir pislik olarak orada konumlandırılmasına engel olamazsınız. Aklı başında bir hükümet olsaydı, Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri bu olsa gerek. Almanya’ya baktığımızda, Almanya’da 2014’ten sonra ilk kez sığınma taleplerinde Suriyelileri geride bırakan bir ülke daha var. 2014-2023 yılları arasında 9 yıl boyunca Almanya’daki aylık sığınma talep istatistiklerinde Suriyeliler birinci sırada yer aldı. Ekim ayında ilk kez Türkler ilk sırada yer alıyor.
“AK PARTİ’NİN YURTDIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK SÖZLERİNİ VE ÇALIŞMA DURUMUNU İNCELEDİĞİMİZDE, HÜKÜMETİN SEÇİM ODAKLI, İLGİLİ YAKLAŞIMINI SOMUNUYLA İZLEMEK MÜMKÜNDÜR”
AK Parti’nin 2018 ve 2023 seçim beyannamelerinde yurtdışındaki vatandaşlarımıza verdiği sözleri ve çalışmalarının mevcut durumunu incelediğimizde iktidarın seçim odaklı, çıkarcı yaklaşımını somut olarak gözlemlemek mümkün. AK Parti’nin 2018 seçim manifestosunda en değerli vaatlerden biri; ‘Yurtdışı Türkler Kurulu adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde daimi ihtisas komisyonunun kurulmasını sağlayacağız.’ Bu sözün üzerinden tam 5 yıl geçti. Dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım ihtisas komisyonu kurulması konusunda bana verdiği sözü maalesef seçimden sonra ‘Bu sözü yerine getiremem’ diyerek bizzat bana anlattı. 2023 seçim beyannamesinde, kaldırılan bu söz yerine sadece ‘Yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorun ve taleplerinin TBMM’de daha güçlü temsil edilmesi için çalışacağız, düzenlemeler yapacağız’ deniyor. Somut bir hedef belirlendi. ve ‘Yurtdışındaki vatandaşlarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki temsilini güçlendireceğiz’. Yani Türkçede; Yurt dışından seçtiğimiz bir kaç milletvekili arkadaşımız var, o vekil arkadaşlar üzerlerine düşeni yaparlarsa yaparlar, yapmazlarsa kusura bakmayın kurumsallaşma yönünde en ufak bir adım atmayacağız.
“Hükümetin politika eksikliği sonucu ülkemizde yabancı düşmanlığının artması Türkiye açısından değerli bir gündem maddesidir”
Bütün gelişmiş demokrasilerde yasama organının mutlaka bir göç komitesi, daimi bir bilirkişi komitesi vardır ki bu da değerli bir gündem maddesidir. Günümüzde Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri göçtür. Düzensiz göç, Türkiye için başlı başına çok ciddi bir sorundur. Mülteciler Türkiye için önemli bir gündem maddesidir. Hükümetin siyaset yapmaması sonucu ülkemizde artan yabancı düşmanlığı Türkiye’de önemli bir gündem maddesidir. Yasama organı, en az 15 milyon nüfusu doğrudan ilgilendiren bir konuyu ciddiye almıyor. 2018 yılında vaat edilen bir diğer konu ise yurt dışında yaşayan gençlerimizin ülkemizdeki staj imkanlarının artırılmasıdır. Aynı vaat 2023 seçim beyannamesinde de yer aldı. Yıllardır Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın gündemindeydi. Sanki yurt içinde staj mekanizması konusunda ülke bir adım attı, yurt dışında da bunun sözünü veriyoruz. 2018 yılı vaatleri arasında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bir araya gelerek kendilerini ilgilendiren konuların tartışılacağı Yıllık Diaspora Toplantılarının yapılması da yer alıyor. 2024 bütçesine baktım, bununla ilgili somut bir veri yok, dolayısıyla bu lafta kalacak gibi görünüyor.
“ÜLKEMİZDE CİDDİ BİR GÖÇ MÜZESİ YOK. DAHA KÖTÜ BİR RESİM OLABİLİR Mİ?”
Göç müzelerinin kurulması yurtdışındaki vatandaşlar için oldukça önemli bir konudur. Almanya’da bu konuyla ilgili çalışmalar var ama Türkiye’de bu konuyla ilgili bir çalışma yok. Biz bir göç ülkesiyiz. Türkiye, Cumhuriyetin kurulmasından önce ve sonra sürekli yaşanan göçlerle büyüdü, gelişti ve güçlendi. 1960’lı yıllardan itibaren yurt dışına çok yoğun bir işçi göçü yaşadık. Ülkemizde ciddiye alınabilecek tek bir göç müzesi yok. Daha kötü bir tablo olabilir mi? KPSS’de yurtdışındaki gençlerimize yönelik modüller açılması gerekiyordu ama bir çalışma yok. Üniversitelerimizde diaspora gençlerimize ayrılan kontenjan iki katına çıkarılacaktı ama daha da azaltıldı. Türkiye’ye dönenlerin kamu hizmetlerinin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik bir dizi somut eylem ortaya koymuştuk, bunlar da buna göre yürütülecek. Bunlar 2018 seçim manifestosunda yer aldı. Rastgele bir çalışma yapamadığımız gibi 2023 seçim beyannamesinde de tamamen gündemden çıkarıldı.
“AK PARTİ, SON GENEL SEÇİM ÖNCESİNDE YAYINLADIĞI SEÇİM AÇIKLAMASINDA YURTDIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK 27 SONUÇ SÖZ VERMİŞTİ. BU SÖZLERİN HİÇBİRİ YERİNE GETİRİLMEDİ.”
AK Parti, son genel seçim öncesinde yayınladığı seçim beyannamesinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik 27 somut vaatte yer aldı. Bu sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Örneğin yurt dışından getirilen cep telefonlarının kullanım süresinin 120 günden 180 güne çıkarılması sözü verildi. Bu söz, herhangi bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmadan, kolay bir yönetmelik değişikliği ile hemen hayata geçirilebilecek olsa da henüz bu konuda bir adım atılmadı. Geçici ithalat kapsamındaki araçların Türkiye’ye getirilmesine ilişkin olarak, araçların belirli bir süre Türkiye’de kaldıktan sonra yurt dışında kalış sürelerinin kısaltılması vaadi de herhangi bir yasal düzenlemeye gerek kalmadan uygulanabilecek. Bir söz verdin, neden yerine getirmiyorsun? Sayın Cumhurbaşkanına davet ediyorum: Cuma günü Almanya’ya gideceksiniz. Diasporamızın yarısı Almanya’da yaşıyor. Orada vatandaşlarımıza verdiğiniz sözleri, iki talimat ve imzayı yerine getirin. Diğeriyle ilgili yasal düzenlemeyi derhal Meclis’e getirin, biz de her türlü desteği sağlayacağız.
“ASKERLİK İÇİN ÖDENEN DÖVİZ MİKTARININ ARTIRILMASI, ÇİFTE VATANDAŞLIĞIN DESTEKLENMESİ ANLAMINA MI GELECEK?”
Askerlik hizmetinde ödenen döviz miktarının artırılmasıyla çifte vatandaşlığın desteklenmesi sağlanabilecek mi? 2016 yılında dövizle askerlik hizmetini bin avroya düşürdük. Bir pasaportun maliyeti 3-5 bin avrodan çok daha fazla. Bu insanların Türkiye Cumhuriyeti ile bağlarını güçlü tutalım, koruyalım ki vatandaşlıktan çıkmak zorunda kalmasınlar dedik. 2019 yılında ise 5 bin 200 euroya çıkarıldı. Her yıl aralarında pek çok gencin de bulunduğu yüz binlerce insan Türk vatandaşlığını kaybediyor. Bana göre bu tam bir geri zekalılık örneği. Türkiye’ye bundan daha büyük zarar verilemez. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın yurt dışında düzenlenmesi ve yurt dışında YTB danışmanlıklarının açılması vaadi, gereksiz, yanlış ve anlamsız harcamalara yol açabileceğinden ciddiyetten uzaktır. Kesinlikle böyle bir adım atılmamalıdır.
“Maalesef akıllarında boş sözlerden, polemiklerden, Anayasa Mahkemesi Başkanını bile TERÖRİZM olarak adlandırmaktan başka ciddiye alınabilecek hiçbir şey yok.”
Kapsamlı diaspora politikalarının nasıl olması gerektiğini ortaya koyduk. Yurtdışı Vatandaşlar Eylem Planını hazırladım. DEVA Partisi olarak bunu 19 Nisan 2023’te yayınladık. Mevcut politikaların eksikliklerini bilerek, özellikle yapısal dönüşümü ön planda tutarak yoğun bir çalışmayla hazırladık. ‘Türkiye Her Yerde’ başlıklı eylem planımızla 12 ana başlık ve 40 alt başlıkla toplam 106 somut çerçeve hedefi tek tek detaylandırdık. Hükümete ‘Burun başvur’ diyoruz ama kimse çalışmak istemiyor. Maalesef boş sözlerden, edebiyattan, polemiklerden, yoldan geçen herkesi terörist ilan etmekten, hatta Anayasa Mahkemesi başkanını terörist ilan etmekten başka ciddiye alınabilecek bir şey akıllarına gelmiyor. DEVA Partisi olarak her şeye rağmen günlük siyasi çatışmalardan uzak, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın kazanımlarını koruyan, onlarla kavga eden değil ilişkilerin en temel köprüsü olan bir diaspora politikamız olması gerektiğine inanıyoruz. Yaşadıkları ülkelerle Türkiye arasında iyi ilişkiler kurar, bunları görür, geliştirir ve insanlarımızı günlük siyasete alet etmez. . Bu Türkiye’nin önünde çok acil ve ivedi bir konudur. Bu nedenle yurt dışında yaşayan tüm halkımızın sorunlarının çözülmesi ve kazanımlarının artması için kararlılıkla çalışacak ve her zaman yanlarında olacağız.”